+90 212 970 13 63 [email protected]

1. Mülkiyet Kavramı

Eşya hukuku kapsamı, taşınır (para, kıymetli evrak, elektrik ve atom enerjisi de bu sınıfta sayılmıştır) veya taşınmaz mallardır ve bunların mülkiyet hakkı, eşya üzerinde doğrudan ve en geniş yetki ile hakimiyet sağlayan hak olarak nitelenmektedir.

Fikri mülkiyet hukuku bakımından mülkiyet, insanın zeka ve becerisini gösteren fikri ürünleri üzerindeki inhisari yetkilerini sağlayan hak olarak tanımlanmaktadır. Eşya hukukunda mülkiyete uygulanan kurallardan farklı düzenlemelere tabidir. Fikri mülkiyetin kapsamında yer alan haklar, fikir ve sanat eserleri (ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanatlar eserleri ve sinema eserleri) ile sınai mülkiyet haklar (markalar, patentler, faydalı modeller, coğrafi işaretler, endüstriyel tasarımlar) dır.

Örneğin, kitap, taşınır maldır. Eşyadır. Kitap, somut bir nesne olsa da, kitabın fikri hakkı, o nesnenin üzerindeki hak sahipliği değil, soyut fikir ürünü üzerindeki hak sahipliğidir. Kitabı aldığınızda bir nüshası sizin olur. Ancak, kitabın inhisari niteliğe sahip mülkiyet hakkı, başka bir ifade ile telif hakkı sizin olmaz. O, kitabın yazarına aittir. Kahve makinesi alındığında, tasarımı satın alınmaz. Somut halinde bir örneği satın alınır. Tasarımın fikri mülkiyeti, tasarımcısına aittir. Benzer şekilde, Microsoft Office Programları veya AutoCAD ya da Adobe Photoshop yahut Filemaker satın alındığında, onun telif hakkına sahip olunmaz.

2. Bilgisayar Programı Kavramı

Program yazma işi, programlama olarak ifade edilmekte, bilgisayar programları, uygulamada yazılım olarak da adlandırılmaktadır. Çoğunlukla, unsurları akış şeması (flowchart), algoritma, kaynak kod, nesne kodu ve arayüz olarak sınıflandırılmaktadır.

İlk olarak, problemin çözümü veya hedeflenen amaç için hangi donanım ile hangi işletim sistemi kullanılarak, hangi veri girişleri yapılacağı vb. hususları belirlenmektedir. Programlamanın başladığı bu kısımda algoritma, sorunun çözülmesi için bilgisayarı adım adım yönlendiren detaylı işlemler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Programlama dilleri (Java, Phyton, C++ gibi) ile oluşan talimatlar metni, kaynak koddur. Bu aşama, insanlar tarafından okunabilen talimatların ve eserin oluştuğu kısımdır. Oluşan ürünün fikri koruması sağlanabilmektedir. Kaynak kodu şeklinde yazılmış programların başka bilgisayarlarda da çalışması için çoğunlukla derlenmesi gerekir. Çünkü kaynak kodu insanlar okuyabilir. Bunun makine diline döndürülmesinden sonra ikili ifadeler dizisi (binary form) oluşur.  Bu derlenmiş koda da nesne kodu denmektedir. Bu kısımda da fikri koruma sağlanabilmektedir.

Örneğin, Microsoft Office Programları için, kaynak kodlarını Microsoft kendinde tutma kararı alabilir ve koruyabilir. Bu programları tüketicilerin kullanması için derleyip nesne koduna dönüştürmekte ve CD – DVD formatına getirerek kullanıma sürmektedir. Açık kaynak kodu olması halinde tüketiciler kendileri de derleme yapabilmektedir.

Bilgisayarın donanım ile yazılımları arasında karşılıklı etkilenmesi ile bağlantıyı oluşturan program bölümlerine arayüz denmektedir. Bu safhada program ve tüketici/kullanıcı, iletişimi vardır. Bilgisayar yazılımlarının kullanıcı tarafından çalıştırılmasını sağlayan, çeşitli resimlerin, grafiklerin, yazıların yer aldığı ön sayfa olarak tanımlanmaktadır. Arayüzler, fikri hukuk korumasından koşulları oluştuğunda faydalanabilirler, ancak önemle vurgulamak gerekir ki, bu arayüzler artık bilgisayar programı olmadıklarından, programlar aracığıyla ekranda görüntülenebilen metin ve grafikler, web sayfaları olduklarından, bilgisayar programına ait fikri hak koruması altında değildir.

Bilgisayar programları sınıflandırılırken genellikle üç başlıkta toplanmaktadır: İşletim programları (Windows, Linux, Android, MacOs, iOS, Unix vs.), uygulama programları (Google Chrome, Microsoft Power Point, Windows Media Player, Google Cloud, Safari vs.) ve yardımcı programlar (Sıkıştırma Programları – WinZip, virüs koruma programları Antivirus vs.). Bu programlar fikri mülkiyet hukuku kapsamında korunmaktadır.

Bilgisayar programları, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) 2 kapsamında “ilim ve sanat eseri” kategorisinde değerlendirilmektedir. Bilgisayar programının FSEK kapsamında eser sayılabilmesi için eser sahibinin hususiyetini taşıması gerekmektedir. Hususiyet taşımak, eserin başka kaynaklardan kopyalanmamış ve zihinsel bir çabanın ürünü olması olarak değerlendirilmektedir. Her somut olayda bilgisayar programının, FSEK kapsamında eser olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

3. Kripto Varlık Kavramı

Kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade etmektedir.

Bitcoin, Ethereum, Ripple gibi değerlerin her ne kadar ödeme aracı olarak kullanılması yasak olsa da, borsalarda birer değer ihtiva ettiği açıktır. Eşya hukuku kapsamında para, gümüş, altın gibi taşınır mal kabul edilmesi, şimdilik yasal düzenleme olmaması nedeniyle mümkün olamamaktadır.

4. NFT Kavramı

NFT’ler blokzincir teknolojisi üzerinde yapılan değiştirilmesi mümkün olmayan, kripto varlıklardır. Blok zincir teknolojisi, eser sahibinin hususiyetinin tespitini sağlamak için oldukça uygun bir platformdur. Ancak, NFT’ler konusunda da yasal düzenleme bulunmamaktadır.

Bir güzel sanatlar eserinin NFT olarak üretilmesi ve satılması halinde dikkat çeken birden fazla husus vardır. (1) Telif hakkı ayrıca devredilmemişse, tasarımcıda kalmaya devam etmektedir. (2) Satış karşılığında bedel, ödeme aracı kullanımı yasak olan kripto varlık ile yapılmaktadır. (3) Elde edilen gelirin vergilendirilmesi hususunda boşluk bulunmaktadır. (4) NFT’lerin yapımında gün geçtikçe çok fazla kişi dahil olmaktadır, müşterek eser sahipliği söz konusu olabilmektedir.

5. Haciz Kavramı ve Haczedilebilirlikleri

Kesinleşmiş icra takibi neticesinde, alacaklının talebi üzerine, alacağı karşılayan kısmı kadarının, borçlunun ekonomik değer taşıyan malvarlığı ve haklarına icra dairesince el konulması veya borçlunun tasarruf yetkisinin kaldırılmasına yönelik takip işlemi, haciz olarak ifade edilmektedir. Haciz ile alacağına kavuşamayan alacaklının icra daireleri aracılığıyla borçlunun malvarlığı ve haklarından alacağına kavuşması sağlanmaktadır.

Fikri haklar, eşya hukukundan farklı olarak maddi hakların yanında manevi hakları da bünyesinde barındırmaktadır. Manevi hakların, eser sahipliği sıfatının doğal olarak haczi mümkün değildir. Bundan sonra eser olarak bahsettiğimiz kısımda, esere fikri hak korumasından yararlanan bilgisayar programları da dahildir.

Eserde, icra müdürlüğünün haciz yapması yasak olan manevi haklar şunlardır:

  • Umuma arz edilmesi, aleniyet kazandırılması hakkı eser sahibinindir. (FSEK 4), Alenileşmemiş eseri icra müdürlüğü yayımlayamaz.
  • Bilgisayar programını oluşturan kişi, o programda eser sahibi olarak adının belirtilip belirtilmemesi hususunda karar verme yetkisine sahiptir. Kişi isminin belirtilmesini tercih edebileceği gibi, gizli kalmasını da isteyebilir. Hakkını kendisi kullanmak istemiyorsa, bu hakkı kullanma yetkisini başka birine bırakabilir. (FSEK 15) İcra müdürlüğü borçlu adına veya kendi adına programa isim koyamaz.
  • Bilgisayar programı üzerinde izinsiz değişiklik yapılamaz. (FSEK 16)

Eserin haczinin mümkün olmadığı haller düzenlenmiştir (FSEK 61):

  • Eser sahibinin veya mirasçılarının mülkiyetindeki alenileşmemiş (umuma arz edilmemiş) eserlerin müsvedde veya asılları,
  • Alenileşmemiş eserler üzerindeki mali haklar,
  • Eser sahibinin şahsına bağlı, paradan başka alacaklarının haczi yasaktır.

6. Sonuç

Kişinin eser üzerindeki manevi hakları haczedilemez. Zira, bunlar kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Öte yandan, bilgisayar programı yayımlandığı anda artık haczi mümkün hale gelmektedir. Lisans sözleşmesi ile programın başkasına kullandırma yetkisi verilmişse, lisans ile kullanan kişiye haciz gelmesi halinde eser sahibi, kendi hak sahipliğini ileri sürebilir. Eseri yapan kimse, hangi mali hakkı devretti ise, devralanın borçlarından dolayı haciz, bu mali hak üzerinde icra edilir. Eser sahibinin mali hakların doğrudan devrini konu alan sözleşmeler ile onlar üzerinde lisans hakkı tanınmasına ilişkin olarak yaptığı sözleşmelerden doğan para alacakları haczedilebilir.

Kripto varlıklar, para olarak nitelendirilmese de bir değer ihtiva ettiğinden haczi mümkün kabul edilmiştir. Nitekim, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü 42.000 TL’lik bir alacak için borsaya haciz müzekkeresi göndermiş, icra müdürünün muamelesi hakkında yapılan şikayet de 19 Nisan 2021’de reddedilmiştir. Kararın kesinleştiğine ilişkin henüz bir bilgi olmasa da uygulama için önemli bir gelişmedir.

Bu yazı ile bilgisayar programları, kripto varlıklar, NFT’lere ilişkin teknik kavramlara hukuki zeminde genel bir bakış açısı sunmak hedeflenmiştir. Bilgisayar programının bir donanımla birlikte çalışması ve böylece patent alması halinde hukuki nitelemeler farklılık gösterebilmektedir. Uygulamada sözleşmeler hazırlanırken, hakların tespitine, korunmasına, hangi mali hakların devredildiğine dikkat edilmesi gerekmektedir.

Av. Yeliz Özçetin